Patronsuz Medya

Arkadaşım, biraz sakin olsana

Necdet Şen - 6 Ağustos 2008  


Bugünküne benzer kritik zamanlarda toplumu veri bombardımanına maruz bırakmanın kurnazca bir maskeleme yöntemi de olabileceğini daha önce de ifade etmiştim.

"Okuru Siyasî Magazin'e boğmak kafa karıştırabilir, fotografı doğru algılamayı engelleyebilir" demiştim.

Görmezlikten gelmek, sulandırmak, cıvıtmak, gözden düşürmek tabii ki sorgulanması gereken kötü bir niyetin ve aidiyetin göstergesi de olabilir; buna karşı dikkatli olmak lâzım…

Ama bazen tartarak konuşmak, arada bir susup dinlemek, ortak akıl açısından lâf kalabalığından çok daha faydalı da olabilir.

* * *

Yapı itibariyle kimi insanlar daha mutedil kimiyse daha ateşli, bunu anlayabiliyorum.

Şu ya da bu teze tüm kalbiyle bağlanmak, horoz gibi öne fırlamak, o da yetmezmiş gibi kendisi kadar keskin olmayanları "namussuz" diye damgalamaksa çocuksu bir tavır.

Bugün Ergenekon iddianamesi etrafında ortaya saçılan belge ve bilgilerin onda biri bile insanın tüylerini ürpertmeye ve bir kanaat oluşturmaya yetiyor.

Ve belli ki Susurluk durağını pas geçen derin iktidar bu kez kendi iç yapısında bir yarılma -ve belki kısmî temizlenme- yaşıyor.

Belli ki hastalıklı bulduğu bir parçasını kopartıp atmaya karar vermiş, adım adım uyguluyor bunu.

Bu bilgilere hiç yokmuş muamelesi yapıp kulağının üzerine yatanlar kadar, "ben dellendim, ne duruyorsun sen de dellensene" diye kükreyen arkadaşların da şöyle bir yüzüne gözüne soğuk su çalıp yatışmasında fayda görüyorum.

Kişisel asabiyetimizi gazete köşelerinden milletin üzerine saçmaya gerek yok. Şükür ki iç savaş ortamında değiliz. İyi kötü işlemekte olan bir yargı süreci var.

Bazıları sağır numarasına yatsa da toplumun çoğunluğu söylenenleri işitiyor ve anlaması gerekeni anlıyor.

Militanlara değil de düşünen ve uzağı seçebilen insanlara duyulan ihtiyaç bu günlerde her zamankinden daha fazla.

diYorum

 

Necdet Şen neler yazdı?

92
Derkenar'da     Google'da   ARA