Patronsuz Medya

Başkan adayım Çevik Bir

Kâmuran Kızlak - 12 Nisan 2008  


Necdettin Efendi'nin İlhan Abi hakkındaki yazısını okuduktan sonra neredeyse adını unuttuğum bir gazetenin web sitesine bir göz atmak istedim.

Bu yazıyı İlhan Abi hazretlerinin ruhanî kişiliğine taarruz olarak algılayacaklarını düşündüğüm için karşı taarruz anlamında bir şeyler var mı diye gazeteye bir göz atayım demiştim. Geçen sefer Kaddafi'ye kadar uzanabilma ferasetini gösteren değerli kalemler bu defa nereye kadar gittiler acaba diye merak ettim. Lâkin, web sitelerinden okumayı paralı yaptıkları için hevesim kursağımda kaldı. Dünya'da web sitesi paralı olan tek gazete her halde budur.

Emri Hak vaki olduktan sonra (eğer o da biz faniler gibi ölümlü olduğunu düşünüyorsa), gazeteyi "İlhan Abi Efendi Hazretleri'nin Türbesi" ne çevirecek bir müridi vardır her halde. Belki kendine çuval çuval ve diz boyu fikir sahibi bir varis ayarlamıştır. Neyse, İlhan Abi'ye postunu devralacak mürid bulma işi beni aşar. O birini bulup el vermiştir bile. Aklımdan geçen birileri var ama mazallah olursa falan diye telâffuz etmekten çekiniyorum.

Geçen yerel seçimler döneminde CHP'nin web sitesindeki forumda (o zaman bir forum sayfası vardı) İstanbul Belediye başkanı adayı olarak saygıdeğer emekli paşamız Çevik Bir'i önermiştim. Okuyan CHP'lilerin verdiği cevaplar yedi sülâlemle akrabalık bağı oluşturma arzusuyla doluydu.

Sonra, aradan 15-20 gün kadar bir zaman geçti ve bir gazetede aralarında büyük münevver Livaneli'nin de bulunduğu bir grup CHP'linin Çevik Bir'le görüşüp İstanbul belediye başkan adaylığı teklif ettiklerini okudum. O gün bu gündür aklımdan geçenleri ulu orta söylemiyorum.

O yazıyı (tarihe bir belge kalsın diye) arşivimden buldum ve aşağıya yapıştırdım.

* * *

CHP İstanbul Belediye Başkanı

Sorumlu bir vatandaş olarak görevimi yerine getirdim ve sonunda CHP için İstanbul Belediye Başkan adayını buldum.

Benim CHP adayım Em. Orgeneral Çevik Bir. Aslında, daha iyisi Netekim Paşa; fakat son yıllarda o kendisini sanat faaliyetlerine vakfetti, Picasso'yu aşmaya çalışıyor. Marmaris'te yapılacak mıntaka temizliklerine parasal katkı sağlamak için resimler yapıyor. Ayrıca, biraz da yaşlandı. Artık eskisi gibi veciz nutuklar atamıyor.

Çevik Bir için çok sağlam gerekçelerim var:

Bir defa adam darbecilik konusunda çok büyük tecrübeye sahip. Türkiye'deki bütün Askeri darbelerin icracıları içinde yer aldı ve onlar içinde mümtaz bir yere sahip. Sonuncusunun (28 Şubat) ise fikir babasıydı. Dolayısıyla Deniz Baykal'ın yanıp tutuştuğu o iktidar koltuğuna oturmak için tek şansı olan ikinci bir 28 Şubat yaratma konusunda CHP'ye çok büyük katkıları olacağından hiç kuşkum yok.

İkinci gerekçem: Çevik Bir ayak oyunları ve çamur atma konusunda Deniz Baykal'dan geri kalmaz (Şemdin Sakık yakalandığında bazı gazetecilere attığı çamurları hatırlayın). Dolayısıyla, Baykal'ın saf dışı etmek istediği herhangi birine tezgâh kurup bertaraf etmekte çok büyük yardımları olur.

Üçüncü gerekçem: Adamın hiç bir farklı sese tahammülü yok. Sizi anında düşman tarafın destekçisi ilân eder. Dolayısıyla, Deniz Baykal ve Çevik Bir bu konuda çok iyi anlaşırlar ve bütün farklı sesleri kendi gölgelerinden bile korkar hale getirirler. Farklı seslerin tam siper olması için geriye sadece sert bir komut vermek kalır. Çevik Paşa'da onu hakkıyla yapar, Allah var.

Dördüncü gerekçem: Şu anda CHP'nin arkasında kendini memleketin tek sahibi zanneden Generaller ve ceberut statükonun desteği dışında hiç bir destek yok. Bu durumda, gidip Sivil, Demokrat bir adam aday gösterilir mi?

Ayrıca, Çevik Bir sadece CHP'li farklı sesleri değil, bütün memleketi uygun adım yürütmeye azmetmiş bir adamdır. Dolayısıyla çok hayırlı bir seçim olur. Daha ne istiyorsunuz.

Daha iyi bir Başkan adayı bulursanız hiç durmayın.

* * *

CHP'nin web sitesindeki forum sayfası artık yok. Zaten benim yazının ömrü de pek uzun olmadı orada. İki gün ya kaldı, ya kalmadı. Patırtı kopunca sildiler.

Gazetelerde Çevik Bir'e adaylık teklif edildiğini okuğum gün yazıyı tekrar girip "Eee Ben Ne Demiştim" başlıklı bir cevap yazısı yazdım.

Asıl patırtı da ondan sonra koptu zaten. Ne satılmışlığım, ne bilmem kimin adamı olmam ne de yedi sülâlem kaldı dil uzatılmadık. Bunları yazanlar sıradan adamlar da değildi. Partide eğitim, örgütlenme gibi işlerde ciddi görevi olan adamlardı.

Sonra da 2-3 gün içinde forum sayfasını kapattılar. Niye kapattılar, hiç anlayamadım. Ben sebep olmamışımdır inşallah.

Aslında o sayfayı bulup link verebilseydim gerçekten harika olurdu. Özellikle insanların bana verilen cevapları okumaları açısından çok iyi olurdu. İnternette tekrar aradım ama maalesef yazıdan hiç bir iz yok. Buhar olmuş uçmuş.

İnternetin fazileti de bu işte. Tarihe hangi belgelerin kalacağı ve hangilerinin uçup gideceği tamamen site sahibinin parmağının ucunda.

Ne kadar demokratik, değil mi?

Yorumlar

Üzülmeyin, gazetenin sahicisini alın, kokusundan anlarsınız zaten farkını.

İnternet geldi geleli, gazetenin aslı da "tu kaka" oldu di mi:)

Yazık!

Yasemin Aydınlı - 14 Nisan 2008 (15:41)

Sayın Yasemin Hanım…

Olası bir yanlış anlaşılmayı önlemek için şuraya bir ekleme yapayım.

Maalesef bu mübarek yayın benim zamanımın çoğunu geçirdiğim memleket olan Hong Kong'a gelmiyor. Yoksa "Aydınlanmanın Amentüsü" sayılabilecek böyle bir gazete için paranın lâfı mı olur? Varlığım Cumhuriyet'in varlığına feda olsun. Aydınlanmak ve ne pahasına olursa olsun devlete sahip çıkmak her "Aydınlanmış" Türk gencinin mukaddes vazifesidir. Nedendir bilmem bu "aydınlanma" vazifesi bende ters tepti ve benden beklendiği gibi aydınlanamadım.

Gazetenin buraya gelmemesi tamamıyla Hong Kong Hükümetinin iş bilmezliği. Biraz akılları erse, bu gazetenin çevirisini yapıp bütün üst düzey bürokratlarına cüz cüz ezberletirler. Bazen adamlara bu gazeteden bahsedip faziletlerini anlatmak geçiyor aklımdan; ama çeviri işi üstüme kalır diye korkuyorum.

Kamuran Kızlak - 14 Nisan 2008 (21:36)

diYorum

 

Kâmuran Kızlak neler yazdı?

55
Derkenar'da     Google'da   ARA