Patronsuz Medya

Arap Kızı Çorap Örüyor

Ahmet Büke - 12 Ocak 2004  


Yağmur ağır kadın parfümüne benziyor. Havada asılı kokusu görünmez helezonlar, hesabı zor tanjantlar çizip ısrarla asılı kalıyor. Matematik zor zanaat, geriye kalan yumuşaklığıysa en güzeli.

Ama çok uzadı türküsü. Akdeniz güneşinin kıskanç çiftelerine alışık bir şehre kaç gün yağar bu herze? Ben saymaktan çoktan vazgeçtim, hesabını tutanlara bakılırsa neredeyse bir aydır camlarda tıpırtısı var.

Karşı tepelerde kocaman gri bir atkı boydan boya sarılı. Alt kattaki komşu şeftali likörü içip caz dinlemekten usanmış. Mahallenin köpekleri nasıl da şikâyetçi.

Sinema çıkışlarında iki milyona şemsiye satıyorlar. Hür teşebbüs göz bebeğimiz. Her durumdan vazife çıkarmasını biliyor.

"Dünyanın en sağlam Çin işi şemsiyeleri burada…"

Bu işin nağmesi tabii. Ben denedim eve zor getirdi. Şöyle sıkı bir salvoda önce dikiş yerlerinden sızdırmaya başlıyor. Tellerinden koşan sular, sapı tutan elinizi köprü gibi kullanıp doğruca içinize akıyor. Sonra denizi gören bir sokaktan geçerken çat kapı çıkıveren rüzgârla ters kepçe oluyor.

Bu Çinliler tek kullanımlık şemsiye yapıyorlar vallahi. Dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olabilirler, ejderhalı, maymunlu festivalleri yüz akıyla tertipleyebilirler ama şemsiyeleri beş para etmiyor. Ayıp denilen bir şey var. Kevgir işine girseler daha iyi.

Tamam, ederi bir paket sigara parası bile etmiyor olabilir. Ucuz etin suyu meselesi de malumdur. Ama sonuçta şemsiye bu. İnsan ensesinden su alınca öfkeleniyor. "Çin işi Japon işi bunun yapan iki kişi" tekerlemelerinin yüzü suyu hürmetine bize bozuk malları kakalamamalılar en azından.

Islanınca sinirleniyorum.

En güzel sakinleştirici Üstad Zati Sungur'un "Sihirbazlık ve İllüzyon Hünerleri Kataloğu". Açıyorum, sayfa 158; "Harikalar Harikası Şemsiye".

"Seyircinin yardımı ile yapıldığında seyri bile büyük zevk ve neşe uyandıran en güzel oyunlar arasında en başta gelenlerden biridir. Özellikle çocuklarla yapılırsa daha çok takdir kazanır."

Evde bir Mahmure var. O da kedi yaşına bakılırsa çocukluk çağını çoktan geçti ama olsun. Benden küçük sayılır en azından.

"Sahneye çağırdığınız bir erkek ve bir kız yardımcılarınızdan birine bir şemsiye, diğerine de yedi adet mendil verilir."

Hayda, yedi adet mendili nereden bulacağız? Eskidendi o annelerin kaynatıp, ütüleyip cebimize koyduğu çizgili mendiller çağı.

"Şemsiye metal bir borunun içine konup yardımcıya teslim edilir. Mendiller de önceden boş olarak gösterilen bir torbaya atılır… Birkaç sihirli kelimeden sonra şemsiye açılır."

Sihirli kelime… Hah buldum; "Öyle güzel ki dünya / Beyazlar içinde al yanaklı bir kız gibi…"

"Şemsiyenin ipek örtüsü yok olmuş, yerinde tellerin uçlarına bağlı mendiller asılı durmaktadır. Bu kez torbaya bakılınca, içinden mendiller yerine şemsiyenin örtüsü meydana çıkar ve torba boştur."

Olmadı tabii. Bütün suç Çin işi şemsiyede. Dünya Ticaret Örgütü kulaklarını çekmeyecek mi bunların? Küresel ekonomi dedikleri kabaramamış kel tavuk yüzünden düştüğümüz durumlara bak. Ne kuru kalmak mümkün ne de alkış almak.

"Bu sahneyi nükteli konuşmalarla çok ilginç ve alımlı bir şekilde sunabilirsiniz. Kazanacağınız alkışların hududu olmayacaktır."

Nerede kardeşim nerede?

diYorum

 

Ahmet Büke neler yazdı?

66
Derkenar'da     Google'da   ARA