Patronsuz Medya

Vasiyet

Ümran Davran - 26 Ekim 2004  


Ünlü yönetmen ileride, bilinmeyen bir tarihte büyükçe bir zarf alacak. Muhtemelen kargoyla gelecek ve kendisi imzalayıp alması gerektiğinden masasının üstünde unutulup kalma ihtimali de olmayacak.

Zarfı açacak ister istemez. Çünkü bildik birinin adı yazacak 'Gönderen' hanesinde. İçinden bir dosya ile bir başka zarf daha çıkacak. Dosya yarım kapaklı olacağından ve yazıların bir kısmı da görüneceği için öncelikle dosyaya bir göz atacak. Bir oyun; adı: Vasiyet.

Yabancı gelmeyecek ama ilk anda çıkartamayacak nereden hatırladığını. Diğer zarfı açacak sonra ve içindeki itinayla katlanmış, kat yerleri hafifçe sararmış mektubu çıkartacak. İtinayla ya da itinasız (o anki ruh durumunu bilemeyeceğimiz için) açıp okumaya başlayacak.

Sayın Haşmet Bey.

Dosyadaki oyun 21/12/1991 tarihinde yazıp kurumunuza sunduğum bir oyun. Hafızanızın ne kadar güçlü olduğunu bildiğim için okur okumaz hatırlayacağınıza eminim. Geri çevirme gerekçenizi de hatırlayacağınızdan eminim ama ben yine de her ihtimale karşı hatırlatayım; 'Konu gerçek dışı' diye reddetmiştiniz.

Neydi sizin gerçekdışı bulduğunuz konu? (Bu arada isterseniz siz de oyuna bir göz atıp hatırlamaya çalışın.)

Ünlü yönetmen sağ elinden sol eline aktaracak mektubu ve sağ eliyle dosyayı okumaya başlayacak. Üçüncü sayfanın ortalarında dosyayı masaya bırakacak. Çünkü iyice hatırlamıştır artık. Mektuba kaldığı yerden devam edecek:

Hakan elinde bir mezar taşı olduğu halde mezarlığa girer. Taş son derece sadedir ve üzerinde de iki dize yazılıdır. Görevliden yardım ister. Görevli uzakta bir yeri işaret eder. İşaret ettiği taze mezarın başında sırtı dönük birisi oturmaktadır. Dua ettiğini sanır Hakan, ama yaklaştıkça yanıldığını anlar. Şarkı söylemektedir arkası dönük adam.

"Benzemez kimse sana
Tavrına hayran olayım
Bakışından süzülen
İşvene kurban olayım
Lütfûna ermek içün
Söyle perişan olayım"

'Elif'in en sevdiği şarkıydı' diye mırıldanır Hakan elindeki mezar taşına bakarak. Taşta da şarkının ilk iki dizesi yazmaktadır.

Adam ayak seslerini duyup şarkıyı keser ve ayağa kalkar. Tanışırlar. Orada, mezarın başında Elif'i nereden nasıl tanıdıklarını anlatırlar birbirlerine uzun uzun. Daha sonra elinde mezara dikilmek üzere beyaz bir sarmaşık gülü taşıyan Neslihan'la Zeynep de katılır onlara.

Dördü de birbirini tanımaz bu insanların ama dördünün de Elif'in hayatında önemli yerleri olmuştur. Hepsinin eline birkaç gün önce Elif'in elyazısıyla yazılmış, o gün o saatte orda olmalarını isteyen mektuplar ulaşmıştır.

Mezarlıktan ayrılan bu dört insan daha sonra arkadaş olurlar ve Elif'le paylaştıklarını birbirlerine anlatarak aslında bize Elif'i tanıtırlar.

Sayın Haşmet Bey, mektup size ulaştığına göre Neslihan, Arif, Hakan ve Zeynep'e de ulaşmıştır. Zarfın postaya verildiği tarihe bakın lütfen. Gün olarak hangi gün yollandıysa bir hafta sonra aynı gün Kozlu mezarlığında olun ve yazdığım konunun 'gerçek dışı' olmadığına bizzat şahit olun.

Pek çok insanın üstüne basıp öldürdüğü hamam böceği, zehirlendiği zaman ilk olarak ne yapar biliyor musunuz Haşmet Bey; yumurtası varsa hemen olduğu yere bırakır. İster yavrusunu kurtarmak deyin, ister neslini sürdürmek. Gördüğünüz gibi hamam böceğinden dahi alacağımız dersler olabiliyor.

Umarım siz de sırf düşgücü sizin düşgücünüzle kafiyeli değil diye insanlara ve onların yaptıklarına önyargılı davranmaktan vazgeçersiniz bundan böyle. Bu da size vasiyetim olsun.

Saygılarımı sunuyor ve çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

Elif

Ünlü yönetmen elinde mektupla öyle kalakalacak; karmakarışık. Bir süre sonra toparlanıp mektubun kargoya veriliş tarihine bakacak.

Elif mektubu katlayıp zarfa koydu. Dosyayla birlikte bu zarfı daha büyük sarı bir zarfa koyup ağzını yapıştırdı. Diğer dört zarfla birlikte çekmeceye yerleştirdi itinayla.

Bir sigara yaktı, derin bir nefes çekti. Dumanı bıraktığında kuş gibi hafiflemişti.

diYorum

 

65
Derkenar'da     Google'da   ARA