Patronsuz Medya

Hızlı Gazeteci'nin dönüşü

Şahin Artan - Aktüel, 11 Ocak 2001  


NECDET ŞEN'İN 80'Lİ YILLARDA SİMGELEŞMİŞ ÇİZGİ KAHRAMANI İNTERNET'E TAŞINDI

80'lerde Cumhuriyet gazetesinde doğan "Hızlı Gazeteci", şimdi İnternet'te. "Hızlı Gazeteci"nin yaratıcısı Necdet Şen yalnızca çizgilerini İnternet'e taşımakla kalmamış, çizgi romandan farklı, tek bir ekranda başlayıp biten kısacık öyküleriyle yeni bir anlatım formunun da öncüsü olmuş.

"Zihni Sinir" den sonra "Hızlı Gazeteci" de İnternet'te. Mizahçılar ve çizerler İnternet'in değerini herkesten çok biliyor sanki. İrfan Sayar'dan sonra Necdet Şen de Web'in olanaklarını keşfetmiş. Keşfetmekle kalmamış, ne zamandır hasret kaldığımız çizgileriyle bizi tekrar buluşturmak için kendine bir site yapmış.

Yıllar önce Cumhuriyet gazetesinde doğan "Hızlı Gazeteci", saflığı, şaşkınlığı, tatminsizliği, şok edici açık - hatta bazen kaba - sözlülüğü ile "78 kuşağı" ndan bir gencin 80'lerdeki halinin mükemmel bir anlatımıydı. Yaptığı işi seven, bir yandan da "tutunma" ya çabalayan bu koca çeneli, tipsiz genç, İnternet'te yeniden ortaya çıktığında gördük ki köprünün altından çok sular akmış. Hızlı Gazeteci açık sözlülüğünden ve esprisinden bir şey kaybetmemiş, ama hali eskisinden de hüzünlendirici. Hızlı Gazeteci, büyümüş.

İrfan Sayar'ın Zihni Sinir için yaptığı site ne kadar oyuncaklıysa, Şen'in Hızlı Gazetecisi de bir o kadar filozofça.

"Zibidinin Manifestosu", "İlk iş olarak 'başarı'yı reddetmelisin" diye başlıyor. "Ne olacak koşuşturacaksın da? Çok paran olacak da ne olacak? Çimenlerin üstünde malak gibi yatmanın, saatin kaç olduğunu unutmanın maliyeti kaç para ki allasen? Huysuzluk özgürlüktür! Büyük sözü dinlemeyi, gelecek için yatırım yapmayı reddetmelisin. Bil ki, gelecek denen anka kuşu bugünün küllerinden doğar. Çağdaşlığın tüketim toplumu değerlerinden geçtiği mavalını reddetmelisin. Hatta daha ileri gidip, 'çağdaşlığı' da reddetmelisin. Şık giyinmeyi, saygınlığı ve seçkinliği de reddetmelisin. Önemsizlikteki, hiçlikteki gizli erdemi fark etmelisin…"

Şen, usta bir çizgi romancı. Ama, belki de İnternet'e uygun olmayan tek anlatım formu olan çizgi romanı sitesine empoze etmeye çalışma gibi bir hataya düşmemiş. Bunun yerine, İnternet'in olanaklarına çok uyan bir şey yapmış. Devamı olmayan, tek bir ekranda başlayıp biten karelerini, alabildiğine şiirsel metinlerle sunmuş. Çizgileri 10 yıl öncesine göre, en azından Cumhuriyet'teki bantlarıyla karşılaştırıldığında, daha bir "az karikatüristik" sanki. Sade, az tonlu renklendirmelerle bu çizgiler birleştiğinde zaten dakikalarca sindirilecek görüntüler çıkmış. Bir de bu çizgiler o metinlerle birleştirildiğinde, üstünde hayal kurulacak, kısacık öyküler oluşmuş. Bildiğim kadarıyla İnternet'te böyle bir çalışmanın yerli ya da yabancı bir başka örneği yok.

"Bir paspas vardı", "Onu seviyor muyum?", "Bezgin ve umutsuz", "Yarin yanağından gayrı", sayısı otuzu bulan kısa öykülerinin birkaçı. "Nereye? Bir iç yolculuk öyküsü" ise bunlardan farklı olarak birden fazla parçadan oluşuyor. Ama bu da bir çizgi roman değil. Metin ve resim parçaları arasında "sürükleyicilik" gibi bir zorunluluk olmadığı için bir ekrandan öbürüne geçmek parçaların etkisini azaltmıyor. Zaten her parça gene kendi içinde başlayıp biten bir anlatıma sahip.

"Sitede ne var ne yok" sayfasında Şen, "Sitenin yapımı Ağustos 2000'de başladı; ama henüz tamamlanmadı ve tamamlanacağı da yok gibi; hemen hemen her gün bir şeyler değişiyor" diyor. Bu durum ve sitenin genelde pek de "tertipli" sayılmayabilecek mimarisi "Zibidinin Manifestosu" na uymuyor değil. Çizgi öykülerin sayısı iki katına çıkarsa, şu anda sayfanın sağında dikey yerleştirilmiş bu linkler nereye nasıl sığdırılacak sorusunun cevabı düşünülmemiş gibi meselâ. Ama herhangi başka bir sitede olsa ciddi bir zaaf gibi görülebilecek bu "düşüncesizlik" Şen'in sitesine pek yakışmış.

Bir de "ahkâm makinası" var (idi, artık yok). Oklarla ileri geri sardıkça Şen'in seçtiği yazarların isimleri, ismlerin yanında da makalelerin başlıkları beliriyor. Başlığa tıkladığınızda o makalenin yer aldığı yayına (mesela hurriyet.com.tr ya da sabah.com.tr) bağlanıp makaleyi okuyabiliyorsunuz.

Linkler sayfasındaki eSalak reklamı ise hoş.

Not: Şen, bir mektup abonesi listesi yapsa ve yeni öyküsü çıktıkça abonelerine gönderse, bence o listeye abone olunur.

diYorum

 

54
Derkenar'da     Google'da   ARA