Patronsuz Medya

Bahçeli şimdi de solcu mu oluyor?

Anadolu ekonomisi geçmişte tamamen içe kapalı bir yapıdaydı. Bugün ise dünyanın hemen her ülkesinde, Anadolu'dan gelmiş enerjik iş insanlarıyla karşılaşıyorsunuz. Çatışmanın en yoğun yaşandığı Afganistan'da da, Orta Asya'nın Türki ülkelerinde de, Afrika'nın en ücra köşelerinde de, Avrupa'nın modern fuarlarında da bu dışa açık ve hiperaktif insanları (ki bu insanların çoğunun bir ayakları da hâlâ Anadolu'da, kendi topraklarında… Anadolu'da ürettiklerini dünyaya satıyorlar, dünyayı kendi yörelerine taşıyorlar) görebilirsiniz.

Anadolu'daki yoksulluk da günümüzde geçmişten farklı özellikler taşıyor. Bu nedenle Anadolu'nun yoksulları da, farklılaşan bir muhafazakârlığı yaşıyorlar ve onların büyük bir bölümü de tıpkı yeni orta sınıflar gibi sert ideolojik zeminden uzaklaşıyor.

Değişim ivmesinin merkezinde yer alan günümüzün orta sınıfları da, MHP'nin (geçmişte) dayandığı sınıflar gibi muhafazakâr bir arkaplandan geliyorlar. Ancak geçmişten farklı olarak daha esnek bir milliyetçiliği ve daha sakin bir dindarlığı tercih ediyorlar.

Bu kültürel evrim'in şu anki aşamasını tatmin edici bulmayanlar da olabilir, ama ne olursa olsun görmezlikten gelinemeyecek bir dönüşüm söz konusu.

* Oral Çalışlar (Radikal)

Hürriyet'in genel yayın yönetmeni olmak

Hürriyet gibi gazetelerin genel yayın yönetmeni olmak, yarı tanrı olmak gibidir. İstediğinizi ihya eder, istediğinizi mahvedersiniz.

Ama bu iktidarın bir bedeli vardır. Ve bu öyle bir bedeldir ki yukarıda tasvir ettiğim büyük gücü sanal bir güç haline getirir.

Yani siz o koltuğa oturduğunuz anda, iş tanımı icabı avuçlarınızın içinde olması gereken iktidarın gerçekte başka yerde olduğunu anlarsınız. O başka yer, kurumsal adres değişse de genel anlamda statükodur; deriniyle sığı ile devlettir; kurulu düzendir…

Aslında sizden beklenen şey, kendiniz olmaktan vazgeçip statükonun sadık bir emanetçisi olmanızdır. Bu emanetçiliği ne kadar ustaca, yaratıcı bir şekilde ve iyi kamufle ederek sürdürebilirseniz, o makamda o kadar uzun süre kalabilirsiniz.

* Gülay Göktürk (Bugün)

Türkiye'nin Pravda'sı Taraf'tır

Öncülü devrimler dönemi kapanmıştır, başarısızlıkla hem de. Bu devrimlerin içeriden bu öncüler tarafından yozlaştırıldığı açıkça ortaya çıkmıştır. İnsanlar bir daha bu tür bir devrime yüz vermeyeceklerdir. Tek yol özörgütlenme devrimleridir. Mısır devrimi bunun güzel bir örneği olmuştur. Bu devrim bitmiş değil, uzun vadeli olarak sürüyor, kendi özörgütlenmesini yaratarak, Mısır'da bir ikili iktidar durumu sürüyor.

* Gün Zileli (blog)

Yeni anayasa

O bakımdan yeni bir anayasa metninin gâyet kısa olmasi mümkin ve gereklidir de. Öyle şimdiki anayasa gibi iç hizmet tâlimatnâmesi kıvâmında ve aynen o ayarda kötü bir Türkçeyle yazılmış metinler gereksizdir. Anayasa yukarıda değindiğim esasları koyarsanız zâten diğer bütün meseleler onların ışığında normal yasalarla hallolunur. Yoksa şunu da zikredelim, bunu da zikredelim, aman filânca husûsu da unutmayalım diye ortaya şimdikine benzeyen kazûlet bir nesne çıkar.

Sizlere somut örnek olarak buna paralel ve hattâ ona ilham kaynağı olmuş bir başka anayasadan bahsedeyim ki adına Altı Ok İlkeleri diyorlar.

Nedir onlar?

Cumhûriyetçilik, İnkılâbcılık, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik, Milliyetçilik

Şimdi buradan laiklik ilkesini kaldırsanız Kemalizm'in özüne zarar gelmez, çünkü o ilke zâten hakimiyet-i milliye kavramının da esâsını oluşturur.

Bu memleketde halk bir sebebden Efendim, biz cumhûriyet rejimi istemiyoruz monarşi daha iyi. dese ve farazâ Osmanlı Hânedânı dönse Kemalizm'in özü bundan da zarar görmez.

Ama TBMM'nin yanına bir de senato koyalım derseniz Kemalizm hapı yutar, zîrâ asilzâdeler meclisidir.

Demem o ki yeni anayasayı sâdece yukarıda değindiğim temel prensiplerle sınırlı tutsak belki on madde bile yeter.

* Yağmur Atsız (Star)

Çılgın proje

Geçmiş asla geçmez. Bugün Mutki'de dozerlerle kazı yapıp delillerin birbirine karışmasına yol açanların Arjantin'den ve Şili'den alacağı çok ders var. Bir de Cumartesi Anneleri'nden. Çünkü toplu mezarların antropolog, arkeolog ve adli tıp uzmanları nezaretinde açılması onların da talepleri arasında.

Seçime doğru hangi çılgın proje açıklanır bilemem. Ama önce, şu üzerinde yürüdüğümüz cesetleri bir çıkaralım. Sonra şahsî fantezilerinizi gerçekleştirirsiniz.

Bir de kayıplarla ilgili komisyon kurmak için neden 2002'den bu şubat ayına kadar beklediğinizi ve siyasî cinayetlerin araştırılması için verilen komisyon önerilerini neden reddettiğinizi açıklarsanız iyi olur.

REFAHYOL dönemi dahil 90'lara, oradaki toplu mezarlara, bunların sorumlularına ve bunlara göz yuman adli, askeri ve idari zevata dokunacak kadar çılgın kim var?

* Özgür Mumcu (Radikal)

Bayrampaşa kumpası

Bu dehşetengiz öykünün beni asıl çarpan yanı şu:

Katliam emrini veren üst düzey yetkililerin bir kısmı yarın bu davanın sanığı olarak cezaevine girebilir.

Onlar ya da halen terör örgütü suçlamasıyla içeride olan bazı güvenlik yetkilileri, eğer cezaevinde tek kişilik tabutluklarda tutulmuyorsa, birkaç kişi bir arada koğuşta kalabiliyorlarsa, tek tip elbise giymeye zorlanmıyorlarsa, o gün ölüm orucunda ölen ya da yakılarak katledilen o çocuklar sayesindedir.

Onlar Hücreye hayır diye diye ölerek, katillerini hücreden kurtardılar.

* Can Dündar (Milliyet)

Facebook'un Meme İle İmtihanı: Otur Sıfır!

Katıldığı aktiviteleri sayfasındaki üyeleriyle paylaşan ve bunun dışında hiç bir şeyi yayınlamadığını belirten Demirel 28 Mart'ta Galeri Siyah'ta bir resim sergiye gidiyor. Heykeltıraş Deniz Ilgaz'ın Kontüriksiyon isimli performansında kendi bedenini çamura bulayarak heykele dönüştürdüğü performansı fotograflayan Demirel, çektiği fotografları sayfasına koyuyor.

Bunun üzerine aynı gün içerisinde kendisine fotografın erotik olduğu söyleniyor ve önce fotograf kaldırılıyor. 29 Mart'ta ise Demirel'in kişisel hesabı kapatılıyor.

Sitedeki her türlü yolu denememe ve çok sayıda e-posta atmama rağmen sorunuma bir çözüm bulamadım diyen Demirel, daha önce benzer gerekçelerle sayfaları kapatılan kişi ve gruplarla aynı şeyi merak ediyor:

Heylektıraşın kendi bedenini çamura bulayıp, kendini heykele dönüştürmes halini erotik bulan Facebook Türkiye Ekibi, kendi bünyesinde açık bulunan pornografik, ırkçı, ayrımcı, cinsiyetçi sayfaları neden müstehcen bulmuyor?

* Bawer Çakır (Bianet)

Yargıtay feci bir çığır açtı

Pamuk davasında mahkûmiyet kararına imza atan yargıçlar, birçok açıdan çok vahim biçimde hatalıdırlar: Bir, tarafsızlıklarına gölge düşürmüşlerdir. Kendilerinin mensup olduğu bir milletin her ferdinin dava açmasına olanak sağlamışlardır. Oysa, kapıcıları aşağılayan bir diziyle ilgili davada herhangi bir kapıcının dava açamayacağına karar vermişlerdir. İki, ayrımcılık yapmışlardır.

Vatandaşlar arasında siyasi düşünce ayrımı gözetmişlerdir. Benim anamı babamı sinkaf edici küfür savuran milletvekilini bile beraat ettirirken, Pamuk'u mahkûm etmişlerdir. Üç, sadece kendi zihniyetleri açısından önemlidir ama, Türklüğü aşağılamışlardır. Çünkü davayı kabul ettikleri anda, Osmanlı dönemindeki 1915 rezaleti gibi aşağılık bir olayın, 1923'ten sonra kurulmaya başlanan Türk Milleti'ne ait olduğunu kabul etmişlerdir.

Bütün bunların da ötesinde, bu yargıçlar, Türkiye'de ifade özgürlüğünü feci biçimde tehlikeye atmışlardır. Bundan sonra artık hiç kimse kalkıp da İslâm dini kadınları aşağılıyor diyemez çünkü Pamuk kararından sonra bütün Müslümanlar ona tazminat davası açma hakkına sahiptir. Hiç kimse Türkiye Kıbrıs'ın kuzeyini işgal altında tutmaktadır diyemez çünkü artık bütün Türkler ona tazminat davası açma hakkına sahiptir.

* Baskın Oran (Radikal)

Erdoğan'ın kızı tiyatroda yaşanan sataşmayı anlattı

Ben sanatı seven, önemseyen ve sadece izleyici olmakla kalmayıp hobi olarak uygulamasında da olan biri olarak bana o terbiyesizliği yapan oyuncuya diyorum ki, sen istediğin kadar (bir tiyatro oyununu bölecek kadar) başörtülülerden nefret et, görmeye bile -hele de sanatsal bir faaliyette görmeye- tahammül etme; dünyanın gerçeklerini değiştiremeyeceksin! Meselâ ben sanatı sevmeye devam edeceğim, tiyatroya gitmeye devam edeceğim ve bu sırada başörtülü olmaya da devam edeceğim! Bununla ilgili ne yapacaksın? Önüne çıkan her başörtülüye bir şekilde lâf atarak mı yaşayacaksın? Peki bunu yapınca o sebebi meçhul ve saçma nefretini kusup kendi egonu tatmin etmekten başka bir şey geçecek mi eline? Peki sen böyle hoşgörüsüz ve kaba bir tavrı sanatın neresine sığdırıyorsun?

* Sümeyye Erdoğan (Radikal)

Sosyal İslam

Son zamanlarda buna Sosyalist İslâmKomünist İslâm diyenler oluyor.

Sosyal bir kelime olmasına rağmen, sosyalist veya komünist kelime değil; terimdirler. Bu nedenle bir ideoloji ve tecrübe dünyasının terim değeri olan kavramıdırlar. Yani sosyal kök kelimesine bir dünyanın kattığı anlamlar, değerler ve pratikler ile yüklüdürler. Ve bu anlamlar, değerler ve pratikler bizim yüklediğimiz anlamlar, değerler ve pratikler değildir.

* İhsan Eliaçık (Adil Medya)

Bir gazeteciyle internet üstünden nasıl iletişim kurulur?

Başlık önemlidir: Bir e-posta yolluyorsanız en önemli kozunuz, başlığınız. Bakar mısınız?', Haber', Mutlaka okuyun gibi zekâ pırıltısından uzak, ters tepecek şeyler kullanmayın. Bu tip mesajlar yarışa geriden başlar ve büyük ihtimalle silinir gider.

Doğrudan ilerleyin: Bir şey yollasam bakar mısınız?', bir projem var, yollasam fikrinizi söyler misiniz? gibi sorular sormayın. Eğer birine bir konuda açılmak istiyorsanız, fikirlerinin önemli olacağını düşünüyorsanız, bunu sormayın; yapın. Doğrudan ilk mesajda derdinizi ve talebinizi açıklayın. Girizgahları unutun. Kimsenin o kadar vakti kalmadı.

* Serdar Kuzuloğlu)

Büyük hesaplaşma

Demek istiyorum ki, süreci taraflar üzerinden okumak her koşulda bizi zora sokacak. Bizzat doğruların iç referansları üzerinden düşünmeye alışmamız gerekiyor. Felaket tellâllarının gazına gelmemek ama iktidarın, bilmediğiniz şeyler var, şimdi zamanı değil, bekleyelim, görelim konforunun tadını çıkarmasına da müsaade etmemek lâzım. Çünkü sivillik yan gelip yatma yeri değil.

Ergenekon davası, bütün arızalarına rağmen, otorite ile hesaplaşma ihtiyacını devlete ihanet sularından çıkaran ve ona saygın bir statü kazandıran zeminin parçasıdır, hatta ebesidir. Bu davadan sonra ve yol boyunca yaşanan gelişmeler sırasında ortaya çıkan bir şey var: Davanın meşruiyet zemini o kadar sağlamdı ki, kendisini yürütenlerin yaptığı haksızlıkları da dışarı kustu. Hazmedemedi.

* Nihal Bengisu Karaca (Habertürk)

Kadın içinde büyüyen erkek maçoluğa kayıyor

Hem erkek hem kız çocuk annesi tarafından yetiştiriliyor. 3-4 yaşından itibaren çocuk cinsel kimliğini aynı cinsten olan yetişkinle özdeşleşerek oluşturur. Kız çocuk annesiyle özdeşleşerek bunu yapar. Bu noktada kadınlarda problem yok ama babanın sert olduğu, evde bile olmadığı, babadan sadece korkulduğu durumlarda, çocuklukta, erkek rolünün oluşmasında problemler oluyor. Çünkü, erkek çocuk babayla özdeşleşemiyor. Anneyle özdeşleşme devam ediyor, kadın dünyasında büyüyor erkek çocuklar. Bu ilk başta kötü bir şey değil, ama erkek rolüne yönelebilmesi için yakın yetişkin erkek figürü lâzım. Bu olmayınca, bilinçaltındaki kadınlık özellikleri onun erkeklik kimliğini tehdit etmeye başlıyor ergenlikten itibaren. Bu sefer de diğer aşırı uca giderek, maço, kabadayı davranışlar, at, avrat, silâh gibi sembolizmler ve saldırganlık ortaya çıkıyor.

* Çiğdem KağıtçıbaşıŞenay Yıldız (Akşam)

 

72
Derkenar'da     Google'da   ARA