Bizi her konuda aydınlatan, meselâ Kur'an'da faizin haram olduğunu saptayan, çok partili parlamenter sistemin Osmanlı gericiliği olduğunu
söyleyen, subayın siyasete müdahalesini meşru kabul eden ve Subay siyasete girmeli midir? Evet girmelidir!
diyen, buharlının icadı'yla bize eşsiz sosyolojik pencereler açan İlhan abi, neden
çeteler
konusuna hiç girmiyor?
Her gün, neredeyse bir çete silâhlarıyla, bombalarıyla, krokileriyle ve ölüm listeleriyle ele geçiriliyor, ama İlhan abide (ve tabii İlhan abinin patronajındaki gazetede) çıt yok.
Hatta, denilebilir ki, her konuyu derinlemesine
gören ve detaylarıyla
anlatan İlhan abi, bu olayı görmüyor bile…
Baksa görecek.
Bakmıyor…
O günlerde büromu arayan örgütten
bir kişi Suikastçıların, olaydan sonra bir polisin yardımıyla kaçtıklarını
öne sürüyor, Bu işi devlet içinde bir kol yaptı. Bir iç hesaplaşma vardı. İşi bize çözdürdüler
diyordu.
İdamla yargılanan, anılarını kaleme almakta olan ve itirafçı affından yararlanmak için Bildiğim tüm sırları açıklamaya hazırım
diyen Duyar'la cezaevinde konuşmaya karar verdim.
Adalet Bakanı'na bu röportajın Susurluk'la ilgili ilginç bağlantıları ortaya serebileceğini söyleyerek izin istedim.
Bakan, Duyar'ın da istemesi kaydıyla şifahi izin verdi. Duyar'a sordular, Tamam
dedi. Yazılı izin bekliyordum.
Sonradan öğrendim ki, bana izin verecek merci, aynı günlerde Karagümrük çetesinin Afyon'a nakline izin vermiş.
Karagümrüklüler, Afyon'a nakledildikten 2 hafta sonra, 15 Şubat 1999'da Duyar'ı hücresinde öldürdüler.
Konu, sadece türban, hatta sadece lâiklik değil, daha derin, daha vahim. Bu çok partili hayata geçişle başlamış bir kavga, bu kavganın hikâyesi uzun, bu köşeye sığmaz. Ama öncelikle, bir konuya açıklık getirmekte fayda var; sorun muhafazakârların iddia ettiği gibi, azınlık sultası'nın devam etmesi değil. Muhafazakârlara karşı konumlanan
diğerleri'nin sayısı az, bu doğru. Ancak, iddia edildiği gibi, diğerleri uzunca bir süredir
seçkin azınlık
değil. 1950'lerden beri, muhafazakâr kesim her iktidar döneminde dalga dalga sınıf atlamış vaziyette. Diğer taraftan, seçkin bürokrat çevre
diye adlandırılan kesim, çoktan sınıfsal olarak fakirleşmiş ve önemsizleşmiş durumda. Bu koşullar altında, hâlâ, Bu kesim ayrıcalıklarını yitirmek istemiyor
türünden analizler yapmak, ancak yakın tarihi hiç anlayamamış olmakla mümkün.
Evlilik birbirini seven iki insanın ölünceye kadar beraber yaşamasını sağlayan bir vesile mi, yoksa eşiniz, onun ailesi, sizin aileniz ve doğacak çocuklarınız üzerine yapılan bir akit mi? Bir insanla ömür boyu beraber olmak fikrinin ne kadarı gerçekten bizim seçiminiz, ne kadarı yaşadığımız toplumun bizi asırlardır formatlamış olması ile ilgili?
Çin in Molso köyü sakinleri kadın erkek ilişkileri ve evlilik hakkında modern dünyaya göre bambaşka bir kültüre sahip. Molsolular modern dünya evliliklerinin sevgiyi donuklaştırdığına hatta yok ettiğine, ziyaretçi evliliği olarak adlandırdıkları kendi ilişkilerinin ise sevgiyi bir ömür boyu canlı tuttuğuna inanıyorlar.
Aşağıdaki linkteki ses dosyasını dinleyin, kararı siz verin
Not: Ses dosyası Real Player programı gerektirebilir.
* Dizi Programlar (Bbc Türkçe)Ekleyen: Seyit Balkuv (14.02.2008
Sulak alanların en temel özelliği, bulundukları bölgenin en çukur yerinde veya en alt noktasında yer almaları. Bu özellikleri nedeniyle her türlü sanayi, yerleşim alanı ve tarımsal faaliyet atıkları en son sulak alanlarda toplanıyor.
Dünyadaki karbon oranının yüzde 40'ını muhafaza eden sulak alanların kuruması veya tarım alanına dönüştürülmesi halinde, büyük miktarda karbondioksit açığa çıkarıyor.
Sulak alanlar aynı zamanda, yeraltı sularını besleyerek veya boşaltarak, taban suyunu engelleyerek, sel sularını depolayarak, taşkınları kontrol ederek, kıyılarda deniz suyunun girişini önleyerek bulundukları bölgenin su rejimini düzenliyor.
ErgenekonKimin Suç Örgütüydü?
Peki bu karanlık savaşı
kim öğütledi? Mavi Ceketliler
. Peki kim kurdu? Mavi Ceketliler
in eğittiği istihbarat örgütleri. Bu örgütün de başında kimler vardı. Siu Savaşçıları. Peki, uygulayanları kim eğitti: Siu savaşçıları. Peki bu gelişimin sonucu ülkede kaos ve terör tırmandırıldı mı? Evet, hem de nasıl kanlı! Peki sonuçta ne oldu? Askeri Darbe
. Yönetime kim el koydu? Siular yönetime el koydu. O zaman ülkede bir anayasa var mıydı? Evet. O halde suç mudur? Burjuva hukukuna göre suç
tur. Çünkü on binlerce insan bu suç
a istinaden yargılanmış, hapse atılmış ve idam edilmiştir. Suç işleyen kurum suç örgütü
olur mu? Burjuva Hukuka göre evet. Ama efendim, o zamanın Büyük Reisleri Anayasa'ya dayanarak yönetime
el koydu'lar.
Peki o zaman dünyanın en iyi, iki anayasasından biri olan bir anayasa
yı neden tez elden değiştirdiler?
Laura Blumenfeld babasını vuran adamın peşine düşmek için 12 yıl beklemiş. Amerikalı bir haham olan babası David Blumenfeld 1986 yılında kudüste tatil yaparken vurulmuş. Babası hayatta kalmış ama Laura Filistin haklarını savunan insansever babasının kurşunlara hedef olmasının şokunu atlatamamış. Hikayesini olağanüstü kılansa seçtiği intikamın şekli.
Aşağıdaki linkte babasını öldürmeye çalışan Filistinli militanın peşine düşen Amerikalı gazeteci Laura Blumenfeld'in inanılmaz intikam hikâyesi var.
Bu link yaklaşık 15 dakika uzunluğunda bir ses dosyasıdır ve Windows Media Player veya Real Player ile dinlenebilir.
* Laura Blumenfeld (BBC Türkçe)Ekleyen: Seyit Balkuv (03.02.2008
Türkiye'yi anlamak istiyorsanız bir mezhep savaşı gibi bakın olan bitene. Pozitivist hatta zaman zaman neo-pozitivist Müslüman mezheple, Ortodoks Müslümanlığın ya da ortadan Müslümanlığın bir savaşı olarak görün. O anda anlarsınız olan biteni.
Mesele lâiklikle Müslümanlık arasında değildir. Mesele Müslümanlık'la Müslümanlık arasındadır.
Türk-İslam sentezi maalesef yalnızca bir çetenin değil aynı zamanda bu memleketin de resmi ideolojisidir.
Va savaş, lâiklerle lâik olmayanların değil, Türk-Müslümanlarla, Müslüman-Türklerin savaşıdır. Müslümanlığı bu denklemden çıkarırsanız, her şey anlaşılmaz olur.
Sayın Oran, ezber bozmak
adına ifadelendirdiğiniz gerekçenin, yani parasız (yüksek) öğrenim
in yoksulların çocuklarının okumasının önünde engel oluşturduğu yolundaki argümanın pek de yeni
sayılamayacak farklı bir ezber
e, piyasanın yaşamın her alanını -tabii bu arada sağlık ve eğitim alanını da- kapsayacak tarzda genişletilmesini savunan neo-liberal ezber
e mündemiç olduğunu bilmiyor olamazsınız.
İstihbarat birimlerinin de kullandığı bu yöntemle hedefteki kişinin bulunduğu bina izlemeye alınıyor. Söz konusu binadaki pencerelere lazer sinyali gönderen ekipler, cihazın alıcısı ile camdan yansıyan sinyalleri deşifre ediyor.
Böylece içerideki konuşmalarla cama çarpan ses dalgaları, lazer sistemi sayesinde yaklaşık 200 metre uzaklıktan bile kolayca dinlenebiliyor.
Yetkililer, artık söz konusu casus
cihazların nano teknoloji ile geliştirildiğini belirterek, üzerlerindeki pillerin bulundukları ortamlardan yayılan bilgisayar, televizyon ve ışık sistemlerindeki elektromanyetik radyasyon
la havadan kablosuz olarak şarj edilebildiğini vurguladı.
* Arkamdan yürüme, ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme, takipçin olmayabilirim. Yanımda yürü, böylece ikimiz de eşit oluruz.
* Bir düşman çok, yüz dost azdır.
* Ölüler güç ve bilgilerini beraberinde götürmez, yaşayanlara ilâve eder.
* Bir kere al
demek, iki kere vereceğim
demekten iyidir.
* Gözün ile değil yüreğin ile hüküm ver.
* Yanlışı gören ve önlemek için eli uzatmayan, yanlışı yapan kadar suçludur.
* Şeytan hakkında konuşmayın. Gençlerin kalbinde merak uyandırır.
* İnsanlar tabiattan uzaklaştıkça kalbi katılaşır. İnsanın gözleri öyle kelimelerle konuşur ki dil onları telâffuz edemez.
* Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenemeyen bir şey olduğunu anlayacak.
Aile AKP Ali Türkan Amerika Araba Aydın Beslenme Bilim Cem Karaca Cehalet CHP Cinsellik Çevre Çizgi Roman Çocuk Demokrasi Deprem Derkenar Devlet Dil Distopya Edebiyat Eğitim Ekonomi Erkek Fanatizm Felsefe Feminizm Gençlik Hayat Hayvanlar Hoyratlık Hukuk İnternet İslâm Kadın Kapitalizm Kedi Kemalizm Kent Kitap Kişilik Komplo Konut Kültür Kürtler Mavra Medya Mektup Meslek Militarizm Milliyetçilik Mizah Modernite Müzik Necdet Şen Nefret Nostalji Pazarlama Polemik Portreler Psikoloji Reklam Safsata Sağlık Sanat Savaş Sevgi Seyahat Sinema Siyaset Spor Şiir Tarih Teknoloji Telefon Televizyon Terör Toplum Tutunamayanlar Vicdan Yazmak Yalnızlık Yaşlılık Yergi Yoksulluk
Sitedeki içerik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası ile korunmaktadır. Yazılı izin olmadan kopyalanamaz, çoğaltılamaz, değiştirilemez, başka mecralarda kullanılamaz. Ancak, uzunluğu 200 kelimeyi geçmemek, yazar adı ve kaynak belirtmek ve bu sayfaya link vermek kaydıyla yazılardan alıntı yapılabilir.