Yani bir gireceğiz Avrupa'ya, bir ucundan, biraz duruma intibak ettikten sonra, Yahu, benim bir de kardeşim vardı, iyi çocuktur. Gelsin şu köşeciğe sığınsın, hiç ses sedası çıkmaz
diyeceğiz. Duydunuz mu, eniştem geldi? Hay Allah, nereden de öğrenmiş burada olduğumu?
Böyle sürüp gidecek yani: Bir Azerî, ardından bir Kara Kalpak, bir Yakut, bir Samoyet…
Böyle bir komik oyun falan yazılabilir de, uluslararası ilişkilerde pek olası görünmüyor. Fakat anlaşılan adamların gözünü korkutmuşuz.
'Bunlar her şeyi yapar diye bakıyorlar.
Şimdiye kadar
dedim orada, AB'ye uygun görülmüyorsak, bunun nedeni bizim kendi standartlarımızın yetersizliğidir diye düşünüyordum. Bunun sorumlusunun Kırgızlar, Kazaklar olduğunun hiç bilincinde değildim.
Galiba bir yerlerde bir ofis var; oranın çalışanları her gün oturup Türkiye'nin AB'de olmaması için bir neden daha
düşünüyor. Kimi Türk, bu çalışanların, kimi de Avrupalı.
*
Şeyh Sait isyanının hemen ardından Takrir-i Sükun Kanunu ve askerî harekâtla yetinmeyip bir de gizli reform planı yaptık: Eylül 1925 Şark Islahat Planı. Burada her şeyi inceden inceye hesapladık. Kimi önlemler şöyleydi: - Ermenilerden kalan arazinin Kürtlere kiraya dahi verilmemesi ve buraların evleri, hayvanları, tarım araçları ve bir yıllık geçimleri hükümet tarafından sağlanacak biçimde Balkan ve Kafkas göçmenleriyle iskân edilmesi. On yıl içinde buraya 500 bin göçmen yerleştirilmesi (md. 5). - İsyanı bastırma masraflarının bölge halkına ödetilmesi (md. 8). - Bölgedeki *
Akın Birdal'ın Diyarbakır'dan aday oluşuna karşı bazı çevrelerin *
Ordunun üst kademesi ile AKP'nin çıkarları birbirine uymuştur. Diyeceğim, ordunun üst kademesi kendi laisizm iddialarıyla çelişen bir yeni adımla bölgesel egemenlik bağlamında, AKP ile olan çatışmasını minimize etme yönünde bir adım attı. O nedenle ordu üst kademesi ile AKP arasındaki ilişkiler beklenen sertlikte gitmiyor. Egemenlik paylaşımı söz konusu çünkü. Söylediğimiz gibi Türkiye'nin bölgesel hakimiyet iddiası açısında içinde askeriyenin rolünün arttığı bir plan ABD ile birlikte kabullenildi. Bu Kürt meselesinin ordunun istediği gibi çözüleceğine dair güvence gibi gözüktü. *
Alevilik, İslâmiyetten çok önceleri oluşmuş, Mezopotamya kökenli, Zerdüşt kökenli bir inançtır. İslâmiyetle, Müslümanlıkla, Dördüncü Halife Ali'yle, 12 İmamlarla hiç bir ilişkisi, hiç bir bağı yoktur. Alevîlerin, 12 İmamlar adına, Ali adına yalvarış-yakarış içinde olması, dualar etmesi, kendisi olmamasının, kendisine empoze edilmiş bir ritüeli yaşıyor olmasının dikkate değer bir görüntüsüdür. Müslümanlığın hiç bir koşulunu yerin getirmeyen Alevîlerin, Müslümanlıkta ısrarlı olmaları dikkate değer bir konudur. Alevî olan ama namaz kılan Alevîler de var deniyor. Onları, artık asimile olup Müslüman olmuş kişiler olarak değerlendirmek daha doğrudur. *
Adalet Ağaoğlu böyle bir tavır sergilerken, Zeynep Oral gibi profesyonel bir gazeteci çok duygusal bir yazı yazmıştı, bu yazma eylemini destekleyen. Liberal bir kadındı; hümanist bakışıyla bizim ne yapmak istediğimizi anladı, bence. Oysa bazı *
Amerikan istihbaratından faydalandıklarını nasıl da gururla anlatıyorlar! En ufak bir gurur kırılması yaşamadan, *
Ana faktör paradır! Terörle mücadele ediyorum diye Ankara milyarlarca dolar harcadı bugüne kadar. Bu para buhar olup uçmadı. Birilerinin cebine girdi. Meselâ: * Silah tüccarları ve onların komisyoncuları iyi kazandı. PKK'nın bitmesi hiç hoşlarına gitmeyecek. * Türkiye'nin doğusu * Kimi aşiretler, mensuplarını * Uyuşturucu kaçakçılarını ve onlardan nemalananları da unutmayalım. Kaotik ortamda işlerini pek güzel yürüttüler. İyi para kazandılar. * *
En oy atmamaları gereken seçimde herkesten önce seçim sandığına koşar ve çok gizli oylarını atıverirler sandığa. Birbirleriyle konuşmadan görüşmeden, hepsi de oybirliği yaparlar. Ve dengeleri bir anda altüst ederler. Bir oraya oy verirler, bir buraya. Dönek ve haindirler yani. Kendi Kadın attığı oyu kocasından, oğlan attığı oyu babasından, arkadaş attığı oyu kankasından saklar. *
Haydi bu bir ihtimal; biraz daha paranoyak düşünelim: Ya birisi aslında zaten şifrelerimi ele geçirmiş de benimle birlikte bütün hayatımı an be an gözetliyorsa? Yazdığım ve aldığım her mektubu, yüklediğim her fotografı, yarattığım her belgeyi, konuştuğum her kişiyi, konuştuklarımı, gezdiğim siteleri izliyorsa? İmkânsız diyebilir misiniz buna? Üstelik istihbarat, teknik takip dediğimiz o bin yıllık sanat zaten bu değil midir? Ben şimdi size iki taraf arasında şifresiz bir protokol kullandığı için devletin bütün MSN kayıtlarını izlediğini ve arşivlediğini söylesem itiraz edebilir misiniz? Teknik olarak imkânsız diyebilir misiniz? Gazetelere haber olarak geçen olaylardan o an dikkat çekmeyen birkaç örnek sıralasam şaşırır mısınız? *
Emniyet Genel Müdürlüğü, soruşturma için polis müfettişlerini görevlendirdi. Polislerin öncelikle MSN adres ve kayıtları incelemeye alındı, el konulan bilgisayarlarının hard diskleri kopyalandı. Daha sonra bu kopyalar incelenmesi için Ankara'ya gönderildi. İncelemenin sonucuna göre, dava gündeme gelecek. *
Şehir efsaneleri kısaca modern zaman mitleri ya da sözlü tarihin yakın zaman ürünleri olarak tanımlanabilir. Bir çoğu akla ziyan hikâyeler; Japonlar'ın Bedrettin Dalan'dan Haliç'i temizlerken çıkartılan çamuru büyük rakamlar ödemeyi göze alarak satın almak istemesi gibi. Bu şehir efsanesinin akla ziyanlığı çok açık, çünkü bu efsane şöyle devam ediyor: Bedrettin Dalan bu garip istek karşısında hemen karar vermiyor, ülkenin en önemli bilim adamlarını topluyor ve onlardan Haliç'in çamurunun öneminin ne olduğunu bulmalarını istiyor. Sonuçta bu çamurun bir örneğinin dünyada olmadığı, çok değerli bir sanayi ham maddesi olduğu ortaya çıkıyor. Tabii Bedrettin Dalan bu değerli çamuru Japonlar'a kaptırmıyor. Türkiye kullanıyor mu? Hayır. Peki neden satıp ülkeye döviz kazandırmıyor…Tekrar merhaba 1938
tali memuriyetlere dahi Kürt memur tayin
edilmemesi. Burada görev yapacak jandarma dahil bilumum memurlara tahsisat-ı fevkalâdelerinin
yüzde 75'i oranında zam verilmesi, ordu mensuplarına 1 ilâ 5 nefer tayını
oranında zam yapılması (md. 10).Pozitif milliyetçilik
neden Türk birini aday gösteriyorlar?
karşıt propagandası yayılmıştı. Ne kadar emekçi, insan hakları mücadelecisi, hatta Kürtlerin dostu olduğunun önemi yoktu. O klan
dan değildi! Neyse ki, Diyarbakır halkı bu primitif milliyetçiliğe prim vermedi. Yine Baskın Oran'dan desteğin çekilmesini nasıl izah edeceğiz?Ordu ve AKP'nin
Kürt Sorunu
na Çözümü İslâm KardeşliğiAleviliğin İslâmla hiç bir ilişkisi yoktur
Hümanist Ekol, Benim Suç Ortağımdı
solcular
ciddi derecede rahatsız oldular. Acaba goşistler, komünistler yeniden egemen olup, 12 Eylül'ün sağladığı sanat yapma özgürlüğü'nü ihlâl mi edeceklerdi? Maalesef, Türkiye'deki solun önemli zaaflarından biri, hümanizmadan yoksun oluşu. Beni en şaşırtansa, Nevzat Çelik hapiste açlık grevi yaparken, destek istediğim Attila İlhan'ın,
Arkanızda kimin olduğunu biliyorum, ben kendimi kullandırmam,
demesi ydi. Oysa naif bir ruh haliyle, 16 yaşında genç şair olarak hapse konan Attila İlhan'ın Nevzat Çelik'le en iyi empati kuracak kişi olduğunu sanmıştım.
Amerikan istihbaratıyla
ulusal
savaş…Amerika'nın hava sahasını açtığından
, Amerika'nın izin verdiğinden
bahsediyorlar. Daha düne kadar, PKK'yı koruyan bir düşman statüsündeki ABD'den bahsederken, bugün hiç bir şey olmamış gibi, Irak'a sürpriz bir ziyaret yapan Condolezza Rice'ın bizi
nasıl haklı gördüğünü, Barzani'ye yüz vermediğini sevine sevine anlatıyorlar. Nihayet büyük ağabeyin gözüne girmenin sevincini yaşayarak…PKK'nın bitmesini kimler istemez?
mahrumiyet bölgesi
haline geldi. Sivil ve askeri bürokrasi; lojmanıyla, tazminatıyla orada ek gelir
imkânı buldu. Bazı memurlar, devlet kademelerini daha hızlı tırmanma şansını yakaladı.korucu
olarak devletin hizmetine sundu. Bunların her biri aylığa bağlandı. PKK yoksa, para da yok.Paradan
başka işin içinde itibar
meselesi de var elbette: Bazı siyasetçiler ve bürokratlar, terör üzerinden (mesela rakiplerini başarısızlıkla
suçlayarak) avantaj sağladı.Kaypaklar: Yalnızca onların bayramını kutluyorum!
milletlerine', cemaatlerine sürekli ihanet ederler. Bunlarla ilgili kimse araştırma yapamaz. Çünkü bunların başları illa bağlı, göbekleri illa yağlı değildir. Burnunuzun ucundayken bile görünmezler. Bu yüzden araştırmacı görünümlü felâket sondajcılarımızın hesap makinelerini çın çın öttürmezler. Bunlar sondaja mondaja gelmez maalesef. Çok
derin toplumdur
bunlar.MSN sohbetinizi birileri dinliyor
Adalet herkese lâzımdır; gün gelir polisin de ihtiyacı olur!
Başbakan'a hakaret
suçlamasıyla açılan soruşturma kapsamında 15 polisin görev yerlerine yazılı talimat gönderilerek bu kişilerin bilgisayarlarına el konulması istendi.ODTÜ efsaneleri: Akla ziyan hikâyeler
İster Kürt deyin, ister dağ türkü, ister Türk, ister ova Kürdü. Savaş bu isimlere bakmıyor. Ölenlerin memleketlerine bakın. Bir tarafta Türkiye'nin her yerinden çocuklar bunlar. Diğer tarafta ise, PKK'lıların memleketlerini bilme imkânımız yok. Onlar homojen, dağda doğdular sanki, orada büyüdüler ve ölüverdiler bir gün, sessiz sedasız.
Ama Kürt sorunu her şeyin ötesinde bir insanlık haliyse; insanlık hali, aklın da ötesinde bir vicdan meselesidir. Vicdan ise kuru bilgilerle, bulgularla değil, bunlara ilâveten duygularla harekete geçebilir. Ancak vicdan sayesinde insanlık hallerine insanî çözümler öne çıkabilir ve insan aklındaki eksikler dahi tamamlanabilir. Özellikle Kürt sorununda duygusal
olmak şarttır. Yani beş duyumuzu devreye sokmak… Vicdanlarımızı kanatan bir dalgayı, Kürt dalgasını bütün duyularımızla hissetmekten vazgeçmemek…
Kısıtlı kaynaklara rağmen doğaya en uyumsuz canlı türü olan insanlığın dünya üstündeki artışı hiç bir zaman yavaşlamadı. Bunun devam eden yıllarda da sürmesi bekleniyor. Ancak öte yandan gelişen sağlık hizmetleri, özellikle gelişmiş ülkelerde artan gelir seviyesi ve iyileşen gündelik yaşam koşulları yüzünden ortalama insan ömrü de uzuyor. Dolayısıyla 2050 yılına doğru 9.2 milyar insanı beslemeye çalışan bir dünyada yaşıyor olacağımız tahmin ediliyor.
Aile AKP Ali Türkan Amerika Araba Aydın Beslenme Bilim Cem Karaca Cehalet CHP Cinsellik Çevre Çizgi Roman Çocuk Demokrasi Deprem Derkenar Devlet Dil Distopya Edebiyat Eğitim Ekonomi Erkek Fanatizm Felsefe Feminizm Gençlik Hayat Hayvanlar Hoyratlık Hukuk İnternet İslâm Kadın Kapitalizm Kedi Kemalizm Kent Kitap Kişilik Komplo Konut Kültür Kürtler Mavra Medya Mektup Meslek Militarizm Milliyetçilik Mizah Modernite Müzik Necdet Şen Nefret Nostalji Pazarlama Polemik Portreler Psikoloji Reklam Safsata Sağlık Sanat Savaş Sevgi Seyahat Sinema Siyaset Spor Şiir Tarih Teknoloji Telefon Televizyon Terör Toplum Tutunamayanlar Vicdan Yazmak Yalnızlık Yaşlılık Yergi Yoksulluk
Sitedeki içerik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası ile korunmaktadır. Yazılı izin olmadan kopyalanamaz, çoğaltılamaz, değiştirilemez, başka mecralarda kullanılamaz. Ancak, uzunluğu 200 kelimeyi geçmemek, yazar adı ve kaynak belirtmek ve bu sayfaya link vermek kaydıyla yazılardan alıntı yapılabilir.