Patronsuz Medya

Noel Baba gelsene, bize de hediye versene

Orhan Dirim - 16 Aralık 2013  


Milli Piyango çekilişinden önceki Aralık ayı heyecanımız, lojistikçilerin piri, süper kahraman.

Yine 24 aralığı 25 aralığa bağlayan gece mi geleceksin? Yani noel yortusu zamanı mı? (Ne zaman gelirsen gel başımıza taç olursun sen, eski değil, eskimeyen dostumuzsun.)

Benden söylemesi (güneş doğudan doğar, ah ne varsa doğuda var, medeniyet istediğin kadar), işe doğudan başlayıp hızlıca dağıtımını yapıp, şafak sökmeden batının en son evinde dağıtım ve teslimat işini bitirmen gerekiyor. Aksi takdirde durum vahim. Dünyanın zaman ve hız ölçülerine göre bu işlemleri tamamlıyorsan, sıkı çalışsan da biraz zor. Zamana karşı yarışında başarılar. Moralini bozma. Tecrüben yeter. Zaten kahramanlar böyle zor günlerde ortaya çıkar, değil mi? Aceleye getirip, kargo (hediye) teslimatında hata yapma, ne de olsa bunlar çocuk, kavga çıkarabilirler.

Bir de büyükler açısından düşün hal-i pür melâlimizi. Seni kim sardı başımıza Noel Baba sanki başka işimiz gücümüz yokmuş gibi. Bi sürü masraf, bi sürü uğraş. Hediye almalar (almasan darılırlar, bizim kültürümüzde yok desen, medeniyetsiz damgasını yersin), çam ağacı süslemeler, plastik mi olacak, fidanlıktan küçük bir ağaç mı alınacak? (Televizyonlarda, gazetelerde yine kaçak çam ağacı kesimi haberleri.) Taşıması ayrı dert, süslemesi ayrı. Sizi gidi doğa sever, çevreci paganlar sizi yaprak dökmeyen (iğne yapraklı) ağaçları veya onların yapraklı dallarını, ölümsüz hayatın simgesi olarak kullandınız, hayatın akışı içinde ülkeler, medeniyetler, dinsel süzgeçlerden geçerek gele gele bize de böyle bir tortu bıraktınız.

Unutmadan söyleyeyim, bizde yılbaşı indirimleri, ucuzluk kampanyaları, promosyonlar, hediye önerileri var. Ama sakın ola ki, buna karşılık eski köye yeni adet ("Kara Cuma" ) icad etme. Zaten kredi kartlarına sınırlama getirdik. Benden hatırlatması.

Noel Baba, seni yanlış zamanda bekleyip durmuşuz. 31. Aralık akşamı; hindi, tatlı, kuru yemiş, meyve yer, çay içer, tombala oynar, televizyon seyreder, saat onikiye doğru dansöz çıkmasını bekleyerek geçirirdik. Son dönemde sahalara indik. Meydanlarda ayakta on sayısından geriye sayarak, havai fişek patlatarak yeni yıla giriyoruz. Yani, anlayacağın Noel kutlamasıyla, yılbaşı kutlamasını karıştırmışız.

Paganlar şölenlerinde hindi yerlermiş. Okyanusun ötesine, Avrupadan giden göçmenlerle, kızılderililer beraberce oturup yemiş, afiyet olsun. Şükranda bulunmuşlar, resmi tatil yapmışlar, iyi pazarlamışlar, bize de bu günlerde hindi pişirmesi düşmüş. Ne alaka Noel Baba?

"1620'lerde Avrupa'dan yerleşim için ilk kez May Flower gemisiyle ABD'ye gelen Pilgrimler (hacılar) ilk geldiklerinde aylarca süren yolculuklarından dolayı yorgun, hasta ve açtırlar. Kızılderililer onları karşılar ve yiyecek verir, hindi avlamasını, mısır ekmesini öğretirler. Üç yıl sonra İngiliz Vali William Bradford büyük bir yemek hazırlar ve Kızılderililer'i çağırır. Kızılderililerin şefi Massoit 90 kişiyle bu törene katılır. O günden sonra her hasat sonrasında yemek geleneği sürer. 1863'de Başkan Abraham Lincoln Şükran Günü'nün ulusal bayram olmasını önerir, ancak bu öneri, 1941'de Kongre'de karara bağlanır ve her yılın kasım ayının son perşembesi Şükran Günü olarak ulusal bayram ilan edilir."

(Kaynak: Türkçe Bilgi sitesi)

Noel Baba, Anadolulu musun (Antalya Patara Demre tarafından), mitolojik misin, pagan kültü müsün, yok kuzeyde mi yaşadın, yoksa güneyde mi yaşadın? (Şarkıdaki gibi; "Noel Baba sen dünyanın neresinden?" ) Ne yersin, ne içersin, ah bi bilsen sen bize neler edersin.

Ayşe Hür'ün Taraf Gazetesindeki Tarih Defteri köşesinde 1 Ocak 2012'de yayınlanan Noel Baba'ya karşı Geyikli Baba yazısından takip edelim.

"Patara ile Demre bir süre Noel Baba için yarıştılarsa da, Noel Baba'nın Patara'da doğduğu, Demre'de yaşadığı şeklindeki formülde uzlaşıldı ve böylece iki şehrimizin de bu kutlu olayın meyvelerini toplaması mümkün oldu. 5-7 Aralık 1983 tarihinde Antalya'da yapılan Uluslararası Noel Baba Sempozyumu, bugün sıkça karşılaştığımız "medeniyetler arası diyalog" etkinliklerinin belki de ilklerinden biriydi. Noel Baba'nın bu yeni kimliği ile birlikte Türkiye'de tanınırlığı katlanarak arttı. İstanbul'daki Saint Antoine Kilisesi'nde 26 aralık gecesi düzenlenen Noel ayinlerine, her yıl giderek artan sayıda "Müslüman Beyaz Türk" ün katılımı bunun bir sonucuydu."

Patara'da doğdu, Demreli oldu, Noel Baba, Noel baba

İlk hediyeni 1863 yılında ABD 'de verdiğine dair rivayetler var. Thomas Nast adlı bir grafikçi, ilk defa seni görmüş ve hemen resmini çizmiş. Resmin de Harper's Weekly adlı bir derginin 3 Ocak 1863 tarihli kapağında yayımlanmış. Hadi yine iyisin, iyisi iyisin, sen işini bilirsin. Şöhreti yakalamışsın.

"Resimde, Amerikan İç Savaşı sırasında, Kuzeyli askerlere tepesindeki ipi çekince kolları ve ayakları aynı anda oynayan bir kukla gösteren ak sakallı bir adam görülür. Soğuk bir kış gününü gösteren resimde askerleri mutlu etmek için cepheye oyuncak götüren adam Noel Baba'dan başkası değildir. Siz, Noel baba'nın çocuklara oyuncak götürdüğünü biliyorsunuz, bilin ki insanlar bunu sözünü ettiğimiz resim sayesinde öğrenmişlerdir. Çünkü bu resim Thomas Nast'ın ilk Noel baba çizimidir."

"Nast, Clement Clark Moore'un Noel Baba'yı anlatan şiirinden etkilenerek ünlü karakteri çizmiş ve ilk resminde onu iç savaş yıllarında taraftarı olduğu Kuzeyli askerlere moral verirken göstermiştir. Yani, günümüzde hepinizin yakından tanıdığı Noel Baba karakterinin doğduğu yer, bir iç savaş cephesi olmuştur. Noel baba'nın elinde tuttuğu oyuncak kukla sıradan biri değildir. Kukladaki adam, Güney Eyaletlerinin kurduğu Amerika Konfedere Devletlerinin başkanı Jefferson Davis'tir."

(Sunay Akın, Geyikli Park kitabı, sayfa 90, 91)

Noel Baba'nın gelişim sürecini Ayşe Hür'ün az yukarıda bahsettiğimiz yazısından takip edelim.

"Nast'ın siyah-beyaz Noel Baba figürünü, renklendirmeyi akıl eden kişi 1924 yılında, kapitalist tüketimin sembol içeceği Coca-Cola için reklâmlar tasarlayan İsveçli grafikçi Haddon Sundlom oldu. Sundlom'un kırmızı-beyaz elbiseli Noel Baba'sını güleç yüzüyle sekiz atlı bir ren geyiğinin çektiği kızağa bindirmek ve bu kızakla çocuklara hediyeler dağıtmasını sağlamak (böylece Coca-Cola'yı çocukların dünyasına iyice sokmak) ise, bir başka reklâm yazarının işiydi. 1939'da, Denver Gillen'in çizgileri ve Robert May'in şiirinden oluşan ve içinde "kızakla dolaşan neşeli Noel Baba" figürü taşıyan broşür o yıl tam 2, 4 milyon basılıp dağıtılmıştı."

Daha ne olsun herkes elinden geleni yapmış: "Kızakla Dolaşan Neşeli Noel Baba."

Ricamız şudur ki; hediye vermede şartlara uyum göster. Rahatına geliyor diye, şömineli evlerin bacasından girip de o çocuklara hediye verip, bizi mahzun bırakma.

Noel Baba, ağlarım ama Noel Baba.

İlle de şöminenin önüne asılan çoraplarıma mı koymak zorundasın hediyeleri? Sonra adam gibi kapıyı çal, çocuğu çağır hediyesini ver. Onure et çocuğu. O da sevinsin, ailesi de. Ne o, gecenin bir vakti herkes uyurken gizlice bacadan girmeler. Bir gün sıkışıp kalacaksın dar bacanın birinde. Sonra uğraş dur.

Diğerlerinin hediyelerini de çam ağacının altına bırakmayı unutma. "Unuttum bak yine unuttum, ah ah ihtiyarlık işte" deyip bir şeylerin arkasına saklanıp mazeret üretme. Çocukların sunduğu sütü, kurabiyeleri, çörekleri, meyveleri yemek zorunda da değilsin. Abur cubur yiye yiye böyle kilolu oldun. Dengeli beslenmene dikkat et.

Bizim şartlarımız farklı, evlerimizin çoğunda şömine bacası yok. Odun kömür sobası yakarız. Borulu. Kor ateşini de mangala alır ısınırız soğuk kış geceleri. Apartmanlarda, şimdilerde elektrikli ısıtıcı, klima ve yaygın olarak kombili doğal gazlı kalorifer kullanıyoruz. Onların bacası da çok dar, geçemezsin. Zayıflamak için diyet yap desem, zamanın da kalmadı. Sonra söylemedi deme.

Yine de gelecek misin? Sen bilirsin.

Ayrım yapmayacağını biliyorum ama sormadan da edemedim. Bizim ülkenin çocuklarına da hediye verecek misin? Bir ipucu ver de boşuna ümitlenmiyelim.

Geyik

Seni anıp da geyiksiz konuşmak olmaz. Ülkemde sevilen bir hayvandır geyik, muhabbeti de öyle…

Münasebetsiz mehmet efendi gibi sorayım mı sorularımı? Sana geyikli kızak sürmesini kim öğretti? Ehliyetin var mı? Var ise herhalde uluslararasıdır. Hangi ehliyet kursundan aldın? Bak biz ehliyet alma şartlarını değiştirdik, haberin ola. Teori kısmını azalttık, pratik kısmını arttırdık. Kızağını kaç geyik çeker, adları nedir? Galiba 8+1= 9 mu? İsimleri, dasher, dancer, prancer, vixen, comet, cupid, donner ve blitzen + rudolph, doğru mudur? Sakatlanmalara karşı yedek geyiklerin hazır mı? (Yedek kulübesindeler mi, kenarda ısınıyorlar mı?) Geyikler erkek midir dişi mi? Uçan kızak kullandığını biliyoruz. Uzaylı mısın? UFO'larla aran nasıl? Sen hiç UFO gördün mü?

Sevildiğini bil, canı gönülden Noel Baba. Saint Nicholas (Aya Nicola da diyoruz), dünyanın diğer milletleri, birçok ülkelerde genellikle "Santa Klaus", Almanya'da "Der Weinactsmann", Fransa'da "Pere Noel", Hollanda'da "Sinter Klas", Amerika'da "Santa Clous", Çin'de ise "Dun Che Lao Ren" diyorlar.

Ne çok sevenin varmış. Ne kadar da popülersin Noel Baba.

Moda stilistin kim? Musa Verim'i önerebilirim. Yaşam Koçun yok mu? Allah bilir "fitness center" a da gitmiyorsundur. Plates yapsana. Plates topsuz olmaz. Yoga olabilir. Zayıflaman lazım. Seni tombik, şişman bulanlar var. Bol bol yürüyüş yap. Bel bölgesi yağların fazla. Uzun beyaz sakalın yaşlı gösteriyor, çağı yakala renkli ol, yakası kürklü kırmızı urbayı ve başındaki ucu beyaz ponponlu kırmızı kukuletayı değiştir. Siyah kemer takmana sözüm yok, zayıf gösterebilir. Siyah çizmenin modası geçti. Onun yerine kış yaz evsizlerin giydiği kızlarımızın sevdiği ugg çizme giy. Yaşını başını aldın, hediye işini kura ile sembolik yap istersen. Sırtında taşıdığın hediye heybesi (çuvalı) omurgana zarar verebilir.

Diz kapakların da bu yükü taşıyamaz. Merdiven (baca) çıkarken dikkat et.

Image maker (kişisel görünüm ve stil danışmanı)'ın da bu gülüşünü ("ho ho ho" ) daha sevimli hale getirsin. Zaten irisin, küçük çocuklar ilk gördüğünde irkiliyor, sesini duyunca korkuyor.

- "Korkma yavrum, korkma, o Noel Baba."

Ailen (özel hayata müdaheleden sormuyorum) ve elf ler ile birlikte hediye isteyen uslu çocuklara yıl boyunca hediye yapmak da neyin nesi. Al oyuncakçıdan, doldur çuvala, cimriliği bırak. Yorma kendini bu işlerle. Gözlerine yazık.

Babaların babası Noel Baba, Adem babadan sonra bu işler biraz karışık. Tabiri caizse ortaya karışık. (Noel Baba, hindi, hediye, çam ağacı vs.)

Senin hediye verdiğin dünyamızda, bizde de Noel Babalar var. Genellikle AVM'lerde, dükkanlarda, caddelerde, bize hediyelik bir şey satmaya çalışıyorlar. Burada bir hata yok mu? Halbuki sen "hediye" dağıtıyorsun.

Veren el, alan elden hayırlı değil midir?

Yorumlar

Hahaha, bir çok şey gibi bunun da suyunu çıkarmışız işte. Yılbaşında şuursuzca "Jingle Bells" çalar tombala oynarız. Bu arada artık Noel Baba Çin'le çalışıyor, dağ taş adi Çin malı. Her şeye rağmen Noel süslerini seviyorum, ışıklarla yapay bir güzellik ekleniyor dünyaya, 1 Ocak'ta uçup giden… Noel süslerinin görüntüsünü her zaman kurban kanlarının görüntüsüne tercih ettim. Noel Baba'ya ise özel bir bağlılığım yok.

Hülya Taşkın - 18 Aralık 2013 (11:26)

Belki Noel Baba'nın haberi olmamıştır, kendisini buradan uyaralım: İstanbul'un Zeytinburnu ilçesinin Şirinevler mahallesinde muhtar tarafından "persona non grata" (istenmeyen adam) ilan edildi.

Hediyeleri bundan sonra Dedem Korkut dağıtacakmış.

Aman Noel Baba'cığım, sakın o taraflara uğrama, taşlanabilir, yuhalanabilir, hatta belki topuğundan zımbalanabilirsin.

Balarısı Tombik - 23 Aralık 2013 (19:37)

diYorum

 

Orhan Dirim neler yazdı?

61
Derkenar'da     Google'da   ARA