Patronsuz Medya

Dönmeyene aşk olsun

Necdettin Pervane - 16 Mayıs 2011  


Daha "aguuu" demeyi öğrenmeden, içinde belirdiğimiz bu dünyanın (en başta annemizin ve babamızın ve bizden önce zuhur eden kardeşlerimizin) varlığımıza kasteden sinsi birer tehdit olduğunu algılıyoruz.

Daha "aguuu" demeyi öğrenmeden, bu ölümcül tehditin etrafından dolanmamız gerektiğini ve bunun en garantili yolunun kendi sezgilerimize yabancılaşmak, yalancılaşmak, riyakârlaşmak, ahmaklaşmak olduğunu öğreniyoruz.

Bunu Erich Fromm söylüyor, ben onun yalancısıyım.

"Mahalle baskısı" sözü bu nedenle nakıstır; çünkü mahalle dediğin şey, aslında yekpare toplumdur. Ya o mahallenin dümen suyuna girersin ya da topuğuna saplanmış bir diken gibi uykularında bile canını acıtırlar.

Topluma sinktiri çekmeden basiret sahibi olmak hayaldir. Olamazlar. Olana da ifrit olurlar. İçlerinde bir yerlere sıkıştırıp üstüne on tane minder yığdıkları o şeye basiret denemez çünkü. Gört korkusu denir.

Döneklik meselesine gelince: Dönmeyene yazıklar olsun!

Gezegenler dönüyor. Elektronlar dönüyor. Keser dönüyor, sap dönüyor. Akreple yelkovan dönüyor. İçmişim başım dönüyor dönüyor, atlıkarınca dönüyor dönüyor. Sanatçı aramızda bir boşlukta durmadan dönüyor da dönüyor. Tüm kâinat bir lâhza durmamacasına dönüyor. Dönmediklerini zannedenler de dahil.

21. Yüzyılda hâlâ "dönek" sözünü küfür niyetine kullananlara buradan selâmün kavlen.

Ezilenlerden ölesiye nefret etmeyi solculuk sananlara da rabbim gani gani rahmet eylesin.

Tomruk gelmiş tomruk gidiyorlar ya, en çok ona yanarım.

diYorum

 

Necdettin Pervane ve onun gibiler neler yazdı?

81
Derkenar'da     Google'da   ARA