Patronsuz Medya

Kitap: Memet İle Memo

Mehmet Sinan Gür - İz Edebiyat, 26 Mayıs 2003  


Ben bu alemde gorkusuz yaşamag istirem…Gapımmı kilitlemeden uyumag, hemi de adalete inanmag istiyem…" "Zap suyunda rafting, Cilo dağında trekking yapmag da istiysen mi babao?" "Ben bagımsızlıg savaşçısı degil garnı tog, sırti pek bir Te-Ce vettandaş…

"Memet ile Memo, bir çizgi roman. Necdet Şen hem yazmış, hem çizmiş. 16 adetlik hızlı gazeteci dizisinin 10, 11 ve 12. kitaplarında. Kitapların hepsi geçtiğimiz 10-13 yıl içinde çeşitli gazete, dergilerde günlük dizi olarak yayınlanmış. Bazısı da yani çıkıyor. derkenar.com yazar-çizerin kişisel sitesi. Memet il Memo bir dergide yayınlandığında mahkemelik olmuş. Ancak sonunda yazar beraat etmekle kalmamış, bir de övgü almış.

Roman hakkında yazılan karardan:

"… okunup incelenip değerlendirildiğinde ve sonucunda bu çizgi romanın birlik ve beraberlik duygularını ve kardeşlik duygularını yaratmaya yönelik mizahi nitelikte, eleştirel sözcüklerle, fakat özde memleketin ve toplumun tümünün yararına mesajlar veren bir çizgi roman olduğu kanısına varılmış … ve çizgi roman kareleri hepsi incelendiğinde, konuşmaların sosyal yaşamın, ekonomik sıkıntıların insanları açmazlara soktuğu dile getirilerek Türkiye'de yaşayan tüm insanların asgarî yaşam koşulları içinde, Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşı olan herkesin özlemini de dile getirdiği saptanmıştır."

Yazar-çizer "Türkiye'de hep kötü değil, iyi şeyler de oluyor" diyor, ben de katılıyorum. Gelelim öyküye…

Olay 1992-93 yıllarında geçiyor. Memet, liseyi bitirip üniversiteyi kazanamamış, saçı uzun (atkuyruklu) genellikle Ortaköy'de gezinen parasız bir İstanbullu genç. Askerlik celbi geliyor. Memo, iki abisi PKK ile dağa çıkmış, köyde yaşlı anası ile kalmış Silopili bir genç. Ona da askerlik celbi geliyor.

Memet birliğine katılıyor. Sudan bir sebeple dayak yiyor, aşağılanıyor. Askerlik yapanların bildiği şeyleri yaşıyor.

Memo da katılacak ancak aklı anasında. Ona kim bakacak? Abilerinin dağa çıktığını söyleyemez. Gitmese olmaz. Böyle düşünerek çaresizlik içinde sokaklarda dolanırken yanına bir araç yanaşıyor ve aracın içindekiler zor kullanmadan onu arabaya alıyorlar. Issız bir yerde ağzına silâh sokup vuruyorlar. Memoyu bir askeri doktor tedavi ediyor.

Bu sırada geçen konuşmalar:

"Kim o?" Dohtır beg, hele aç… Benim Mıho…" Ne var Mıho?" Bir hestamız vardır dohtır beg…" Kurşun yarası mı?" He." Ama ben askeri doktorum Mıho… Ya duyulacak olursa?" Eskersin ama dohtırsın begim… O da hastadır…"

Tak tak tak…" Mıho: "Yeter ana… Yeter ana…" Ana: "Gappı açıh." Mıho: "Adı Memo…" Ana: "Gurbanın olam efendü… Elimde bi tek bu çoccuğum galdi. Oni bana bağışlayasan… Çorabini postalini öpem…" Mıho: "Hep aynı hekkaye: Ağzının tavanına tek gurşun… Fekkat bu yetim şanslıymış, yanagıni delip çıhmiş. Gan zaiyati çoh oliir." Doktor: "Tamam." Doktor: "Kanamayı durdurdum. Bu antibiyotikleri kullanın… Ateşi yükselirse beni gene çağrırsınız." Doktor yolda giderken kendi kendine: "Sanki içimizden birileri Kürtlerle Türkler arasında barış olmamasını istiyor gibi…"

Yaralandığı için gününde teslim olamayan Memo, asker kaçağı durumuna düşüyor. İyileştikten sonra kendisine inanmazlar düşüncesi ile dağa çıkıyor, PKK'ya katılıyor, ancak hemen ne kadar yanlış davrandığını anlıyor.

Memetin nöbet tutarken düşündükleri:

"Eve gitmek istiyorum. Dayak yemek istemiyorum. Üşümek, korkmak, nöbete kalkmak da istemiyorum. Sadece uyumak istiyorum. Uyandığımda annemi dolma sararken bulmak istiyorum. Ispanaklı börek ve reçel istiyorum. Şehrimin çöp kamyonlarını bile özledim…"

Bir gece Memo'nun arkadaşına söyledikleri:

"Biliysen mi hayatta en büyük düşüm nedir?" türküci olmag?" Bilememişsen gurban… Ben bu alemde gorkusuz yaşamag istirem…Gapımmı kilitlemeden uyumag, hemi de adalete inanmag istiyem…" Zap suyunda rafting, Cilo dağında trekking yapmag da istiysen mi babao?" Ben bagımsızlıg savaşçısı degil garnı tog, sırti pek bir Te-Ce vettandaşi olmag ister idim… Feggat anlaşılmaz bir 'rüzgar' ki beni bu daglara savurmuştur." Memo kendi kendine: Artıg ikki ataş arasında kalmışsen Memo… Garşinda devlet, arkanda gelrilla… neremden yiyecegam? Gögsümden mi, sırtimdan mi?"

Askerlerin, PKK'nın, özel harekât timinin yaptığı yanlış işleri görüyoruz. Bir olay sırasında Memet ile Memo karşı karşıya geliyorlar. Ama benzer düşünceler içinde olan bu iki kişi birbirine ateş etmiyor. Bu sırada patlayan bir bomba çığa neden oluyor. Memet çığ altında kalan Memo'yu kurtarıyor. Biraz ağız dalaşı yapıp ayrıldıktan sonra bir asker yanlışlıkla Memet'i vuruyor ve kaçıyor. Memet'in yardımına bu kez olayı uzaktan gören Memo koşuyor. Sırtında köye götürüp hayatını kurtarıyor. Ancak kendisi dağa döndükten sonra donarak ölüyor.

Memo'nun son sözleri, kendi kendine:

"Bundan ötesi yog Memo… Aslında mağlûp olan sen değilsen Memo… Yohsullug Memo…" He Memo…" Yohsullug Memo…" Yohsullug…"

Memet ciğerinin yarısı parçalandığı için çürüğe çıkartılır. Onu da son kez İstanbul'da saç sakal birbirine karışmış olarak görürüz.

Sigara istediği bir Kürt'e söyledikleri:

"Benim için ne düşündüğünüzü biliyorum: 'Askerden döndü döneli kafayı yedi.' Siz olsanız yemez miydiniz? İnanın bana orda çok feci şeyler gördüm… İnsan ruhunda gizli vahşeti, fırsat kollayan gaddarlığı gördüm… Demek siz Kürtsünüz… Sanırım ben de türküm. Bu kör dalaşını ne siz kazandınız ne biz; hepimiz yenildik… Cinayet kazandı…"

diYorum

 

55
Derkenar'da     Google'da   ARA